İasos, Milas'a 28 km. uzaklıktaki Kıyıkışlacık Köyü içerisindeki üç tarafı denizle çevrili bir yarımada üzerine kurulmuştur. İasos kenti, Mikem döneminde Argos'tan gelenler tarafından kurulduğu ve ismini kolonistlerin başı Iasos'tan aldığı söylenmektedir.
İasos adı ilk kez İ.Ö. 450’de Antik Birliği’nin vergi listesinde görülmüştür. Kentin kurulduğu alan önceleri bir ada iken daha sonra adanın denizle birleştiği berzah dolmuş ve ada, yarımada haline dönmüştür. Antik kente ait önemli yapılar bu yarımada üzerinde yer almaktadır. Körfeze bakan batı yakası, denize dik iner. Denize kademeli inen doğu yakası güney yakası gibi yerleşim merkezi ve mahalleler oluşturulmak üzere ayrılmıştır. Büyük sur, su kemerleri, mezarlar ile balık pazarı olarak adlandırılan yapı ise sur dışında yer almaktadır. İasos'da yapılan kazılarda kentteki en eski yerleşimin M.Ö. 3. bin sonuna kadar uzandığı tespit edilmiştir.
İasos Antik Kenti’nde 1960 yılından bu yana İtalyan Arkeoloji Heyeti'nce düzenli kazılar yapılmaktadır. Bu kazı çalışmaları sonucunda birçok eser ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan Agora’ya kemerli bir kapıdan geçilerek girilir. Roma Dönemi'nde inşa edilen Agora’nın dört tarafı revaklarla çevrilidir. Agoranın güney batısında Bouleterion yapısı yer alan dikdörtgen biçiminde bir yapıdır. Yapımı, İasos'un Miletlilerin kontrolü olduğu dönem olan MS 1. yüzyıla dayanmaktadır. Binanın Roma döneminden kalan son hali Milet Bouleuterionu'na benzemektedir. Günümüzde bina duvarının kalıntıları, oturma bölümünün bazı parçaları ve kapalı koridor görülebilmektedir.
Batık durumda olmalarına karşın batı limanını kapatan dalgakıranlar daha belirgindir. Doğu’da olanın üzerinde olasılıkla Orta Bizans Dönemi’nde (İ.S. X-XI) yapılmış bir gözetleme ve savunma kulesi vardır. Güçlü kontforlarla desteklenmiş olan bu kule günümüzde manzaranın en etkileyici öğelerinden birini oluşturur.
İasos güneşin pozisyonuna göre mükemmel buluntularda desteklenmiş olarak yer yer ihtişamlı duvarların yer yer şimdiki zamanın tanığı olan ihtişamlı geçmişe çok zengin ve her yerde görülemeyecek bir medeniyetin olağandışı manzarasını sunar